Ali Saydam, Gündem, Umut Yazıları

Skandal Simülasyonu – Ali Saydam

Düzen popülizmi kendini yeniden-üretebilmek noktasında skandal kategorisine sarılma taktiğini oldukça sık kullanmaktadır. Baudrillard’ın “Simularklar ve Simulasyon” eserinde göz attığı bu yönelimi güncel yansımalardan okumak, düzen popülizminin kurduğu suni dengeyi sarsma noktasında işe yarayabilir.

Hangisi Skandal? Teşhir ve Şeyin Buharlaşması

Baudrillard, düzenin skandalları gizlemeye çalışmaktan skandal sayılanların aslında skandal olmadıklarını gizlemeye çalıştığı bir evreye geçtiğini ifade ediyor. Örneğin; kadınların katledilmesi skandal mıdır? Siyahilerin zulme uğraması… Ezilenlerin başına gelenler… Elbette ki tüm bunlar düzenin normalidir. Skandal kategorisinde sunulmaları bir taktikten ibarettir. Bu noktada, meseleyi fail eksenli detaylandırma ve dramatize etme klasikleşmiş bir metottur. Ha keza, failin düzen tarafından bir noktada “cezalandırılması” da…

Skandal sanılan, öyleymiş gibi sunulan bu sıradan-gündelik alçaklıklar, düzenin normalinin temize çekilmesidir ki failleri cezalandıran düzen olunca, temize çekme işlemi de garanti altına alınmış olur:düzenin normalinden bir sapma cereyan etmiştir ama düzen bu sapmayı bertaraf ederek tekrar rayına oturtmuştur.

Skandal simülasyonunu olduğu gibi kabul ederek varılacak devrimci bir nokta yoktur. Skandal olanın vaka değil düzen olduğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmelidir. İnşa edilmesi gereken hat budur.

Tersten düşünülecek olunursa; skandal kategorsinde sunulan bir vakanın ‘teşhir’i kendi başına devrimci bir rol oynamadığı gibi başlı başına düzen profilini güçlendirebilme riskini de bağrında taşımaktadır. Yakalanması gereken nokta içinde bulunduğumuz dönemin karakteridir:bilmeme, bilememe çağında değiliz, yanlış-bilme çağındayız! Zaten düzenin skandal kategorisine yaklaşımındaki dönüşümün asli nedeni de burada yatmaktadır. Düzen, artık bir bütün olarak saklanamayacak koşullarda patlak veren “şey”i skandal kategorisine sokarak bazen bizzat kendisi gün yüzüne çıkarmaktadır. Bu “şey” hakikat mertebesine ulaşmadan skandallaştırılmakta ve “yanlış-bilmenin” nesnesi kılınmaktadır. Başka bir şekilde ifade edecek olursak; teşhir vasıtasıyla bilinç yaratma çabası ‘şey’in henüz sahneye çıkamadan buharlaştırılması-yok edilmesi sayesinde engellenmeye, zorlaştırılmaya, çarpıtılmaya çalışılmaktadır. Ortada bilince çıkartmanın nesnesi olabilecek “kendiliğinden bir şey” ya hiç yoktur ya da çok azı vardır…

Son Yerine

Düzenin karşıt görünen kesimleri, skandal kategorisini merkez kabul eden bir yörüngede seyretmektedirler. İki kesim de düzenin olağan işleyişinin mükemelliği noktasında hem fikirdirler. Her ikisi için de bazı şeyler skandaldır, bazıları değil -ama skandalın düzenin ötesi bir sapma olduğu sabittir.

Teşhiri aşan, fail ve skandal olanın düzen olduğuna dayanan bir meydan okumaya ihtiyaç var gibi. Meydan okuma teşhiri “hedeflememeli”, hakikati ıskalamış nesneyle belki daha az ama daha farklı açıdan bir ilişkilenmeyi seçmeli, Suphi Nejat’ın deyişiyle dolaşımda olan düzen-söylemlerinin kuyruğunu birbirine bağlamalı; bu söylemlerin çatlaklarına işaret etmemeli; o çatlaklara girmeli, orada durmalı, şans yaver gider de “görünebilirse”; meydan okumanın varlığı, teşhirin alışıla gelmemiş bir hızda olup-bitmesine, taşmasına yol açmalı ve yanlış-bilmeyi kısa devreye uğratmalıdır.

Ne yapılacaksa; “hedeflemek” gibi ıskalama payını öngören bir formata prim vermeden kurgulanmalıdır. Morpheus, Neo’ya “ Zayıflığın tekniğinle ilgili değil… Bana vurmaya çalışma, vur…” derken hakikatin yeşeremeden yok edildiği bir mecrada, yönelimin hakikiliğinin ortaya çıkartabileceği aura ve güce işaret ediyordu.

Skandal simülasyonu çağında norm içi kalan hakikat simülasyonlarıyla değil, norm ötesi ilan edilmiş “varlığın dolaysız praksisinde gizli” hakikatle -teşhir değil işaret edici/yol açıcı- gizil gücü açığa çıkartacak küçük ama sarsıcı zaferler elde edilebilir.

Düzenin bekasının bağlı olduğu ip bir yerinden incelmiş ve “pamuk ipliğine bağlı” hale gelmemiştir:İp’in tamamı pamuk ipliği halindedir, stratejik zayıflığın doruğu! Güçlü bir var oluştan söz edilemez. Görüntü itibariyle güçlü pozları; işte bu simülasyondur. Taktik boyutta kudreti, Platon’un mağara alegorisinden fazlası değildir. Simülasyonun yapı-bozumuna uğratılması, muhtemelen ortada pamuk ipliğinin dahi olmadığını, bunun bile -ipin!- bir yanılsamadan ibaret olduğunu, düzenin zaten “çökmüş” olduğunu kanıtlamaya yetecektir.

Paylaşın