Hüseyin Ataş

Devrimin sesine Kulak ver Ayağa Kalk

Dergimizin bu sayısında da konusu olan Dünya savaşının gölgesinde bir ses bize çağrı yapıyor.
“Ayağa Kalk !”

Birleşik devrimin, başta Türkiye ve Kuzey Kürdistan halkları olmak üzere insanlığın nihai kurtuluşu için çıktığı yolculuğun 9. Yılına giriyoruz. 12 Mart 2016 yılında coşku ile kurulan ve halklara umut olan birleşik devrim 8 yılda onlarca eyleme imza atarak faşizmin ancak kararlı bir devrimci mücadele ile yıkılacağını göstermiş oldu. Milis eylemleri ve askeri saha faaliyetleri ile ilk 4 yılını geçiren devrim hareketi daha sonra politik çizgide de öncü ve belirleyici olmak için politik olarak da kendini ifade etmeye başladı. “Faşizmi yıkalım özgürlüğü kazanalım” “Tek yol devrim” gibi kampanyalar örgütleyerek son 4 yılda politik arenada ki kendiliğindenciliğe ve real politik tarzın egemenliğini yıkmaya çalıştı. Özellikle emekçi solda gelişen Liberalizm ile mücadeleyi faşizmi yıkmak kadar önemli olduğunu kampanyalarında vurguladı. Fiili meşru bir çizginin tüm mücadele yöntemlerinde esas olması gerektiğini savundu ve ona göre pozisyon aldı. Elbette bu kadar iddialı bir hareketi kısaca tanımlamak gerekmektedir. Birleşik devrim hareketi kendini Türkiye ve Kuzey Kürdistan devriminin öncü gücü olarak görmektedir. Türk ve Kürt halklarının devriminin birleşik bir mücadele ile gerçekleşeceğine inanmaktadır. Bu bağlamda devrim hedefli kurulan bu yapı stratejik bir oluşumdur. Dönemsel taktik bir yan yana geliş değil aksine stratejik bağlamda yan yana gelen ama bazı dönemlerde politik ya da taktiksel farklılıklara da esnek yaklaşan bir özgüvene sahip bir oluşumdur. Burada özgüven diye ifade ettiğimiz nokta önemlidir. Bazı dönemlerde birleşenlerinin farklı politik pozisyon alışları bu devrim hareketinin yürüyüşüne zarar vermez. Birleşenlerin kendine özgü aldığı tutumlar stratejik bağlamda Birleşik devrimin heybesine dolan zafer kazanımları olarak görülmektedir. O nedenle ki 9. Yılında çok önemli virajları güçlenerek geçmiştir. Kürt devrimin özgün koşulları Türkiye devrimci hareketinin darbeler sonrasında aldığı yaralar bir kara parçası üzerinde bulunan eşitsiz gelişen iki ülke devrimin ortak bir kurmaylıkla faşizme yürüyüşünün adıdır birleşik devrim. Türkiye solunda esen Liberal rüzgarların zehirlenmelerin panzehiridir. Küçük burjuva eğilimlerin dar grupçu yaklaşımların pan zehiridir birleşik devrim. Nicelikten bağımsız nitel anlamda eşitler zeminidir. Öyle ki birleşik devrimden tüm liberal reformist akıl korkmaktadır. Onu görünmez kılmaya çalışmakta çünkü memurlaşan mücadeleye ret etmiştir. Düzen içi solculuktan militan bir şekilde kopuşmuştur birleşik devrim stratejisi. Kuruluşunda ki giz önemlidir. Gezi barikatlarında ki coşku ve Kobane serhildanında yükselen direniş üzerine kurulmuştur. Güçsüz bir anda güçsüz bir durumda yanyana gelişten öte yeniden AYAĞA Kalkan devrimci solun kendini güçlü hissettiği anda kurulmuştur. Zaferler üzerine inşaa edilmiştir. Rojava zaferi en önemli temelleridir. Yeni zaferler için durmadan yoluna devam eden birleşik devrimin tüm gerçekleştirdiği kampanyaları halkarın içinde bulunan öfkeyi zulm edenlere dönük örgütlü bir yürüyüşe çevirmek içindir.
Son dönemde Ayağa Kal şiarıda bu bağlamda ele alınmalıdır. Türkiye ve Kuzey Kürdistan halklarının yaşamını örümcek ağı gibi saran ve onu nefessiz bırakan yoksulluğa ve açlığa karşı mücadele için halkları Ayağa kalkmaya ve zulmün üstüne yürümeye çağırıyor. Ayağa Kalkma eylemi acılar içinde kıvranan halklarımız için bir başlangıç olacaktır. Eylem hattında elbette herkes kendini bulacaktır. Sosyal yaşamında ki boyunduruklardan ekonomik zülme politik baskılardan anti demokratik uygulamaların hepsi Ayağa kalktığımız zaman gerileyecektir. Nasıl gezide milyonlar sokakları zapt ettiyse benzer durum ve ihtiyaç bugünde kendini göstermektedir. Ayağa Kalk sadece bir slogan değildir. Bir başlangıç noktasıdır. Var olan potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşme halidir. O nedenle yıkıcıdır. Faşizmin korkusudur. Türkiye ve Kuzey Kürdistanın her karışından bir isyan sesi yükselmektedir.

İşçi sınıfı birbirinden bağımsız kümeler halinde eylemler yapmaktadır. Küçük esnafından işçisine tüm ezilenler ekonomik bir dar boğazda ve geleceğinide karanlık görmektedir. Bundan huzursuz olan halklarımız bireysel sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirmektedir. Fakat bu eylemler ortak bir şiarla yapıldığı takdirde hem nicelik hemde nitelik olarak gelişecektir. Bu konuda birleşik devrim bu mücadele hattının kurmaylığını elbette yapacaktır.

Yolun açık olsun Birleşik devrim

Paylaşın