Seçtiklerimiz

Ulaş Bayraktaroğlu çizgisi ve bölge devrimciliği – 1

* E-posta yoluyla tarafımıza ulaşan ‘Ulaş Bayraktaroğlu çizgisi ve bölge devrimciliği – 1’ adlı metni paylaşıyoruz.

”Bir ırmaktı o gürül-gürül akan 

Sevdası için bentleri yıkan”

Doktor Hikmet Kıvılcımlı Komün Gücü kitabının bir kesitinde şöyle belirtmektedir: ‘’KİŞİ POTANSİYEL BİR GÜÇTÜR’’:  bu durum toplum biçimlerinin gelişimiyle olgunlaşıp gelişir.

‘’Toplumda sınıflar oldukça adeta toplum bireylere egemendir. (Modern) sınıfsız toplumda bireyler topluma egemendir. Bireyler her zaman için toplumun motorudurlar. Kişi Gücü toplumcul kanunlar halindedir’’

Ulaş Bayraktaroğlu pratiği duruş olarak aynı zamanda teorik ve politik bir çizgidir. Yoldan çıkıp, kendine yol yapanlardır. Zamanın homojenliğini, mekânın sınırlarını aşan bir çizgidir. Ulaş Bayraktaroğlu çizgisinden bahsediyorsak onun yarattığı ideolojik teorik pratik çizgisinden bahsediyoruz demektir.

Doktor Hikmet’in de belirttiği gibi komün ruhlu devrimci bireyler her zaman için toplumun motorudurlar.  Sosyo- ekonomik koşullar belirleyici olsada komün ruhlu devrimci birey hürmet edilen bütün kılıkları paramparça edebilir. Bu Ulaş Bayraktaroğlu pratiğinde, çizgisinde vücut bulmuştur.

Ulaş Bayraktaroğlu ile ilgili görsel sonucu

Disiplini özgürlükle birleştiren ve insan ruhuna yapabileceği şeyleri çoşku ve enerji kazandıran bir toplumsal sistemin canlı ve dinamik modeli  komün gücü-özgürlük gücü ilişkisinin bedende ideolojikleşme halini Ulaş Bayraktaroğlu çizgisinde açık bir biçimde görülmektedir.  Bu kişinin yüceltilmesi değil tam tersine Hikmet Kıvılcımlı’nın da Komün Gücü kitabında bahsettiği gibi: ‘’Komün içerisinde kişinin ayrı seçilmiş, öne çıkan bir üstünlüğü olmadığı  tersine giderek kişinin organik bir elemanı olarak komünle kaynaştığı için; başka bir deyişle kolektif davranış giderek geliştiği için kişiden, çevreye ve toplumda  ilişkilere yansıyan ruh, doğada ve toplumda giderek göre egemenleşiyor  ve komünün inancı haline geliyordu’’ bir inanç, kolektif dönüşüm halidir. Bu aynı zamanda komün gücü- özgürlük gücü diyalektiğinde pratik olarak irade beyanı ile arınma sürecine giren bireyin özgürlük gücü maneviyatını aldığı anda komün gücünün yeninin yaratılmasında yani yenilenmesi, dönüştürülmesinde bir adım öndedir. Özgürlük gücü toplumsal sıçramanın ve dönüşmenin aynalama ilişkisidir. Özgürlük gücü toplumun bağrında sınıfsızlığın mayası olarak şekillenmektir.  Yani Ulaş Bayraktaroğlu çizgisi komün gücünün ruhu haline gelerek özgürlük gücü safhası modern tarihte komün ortalarda görünmeyen komündür. İnsanlık tarihinin büyük komünü ortaya öz ve yedek güçler içerisinde yaşayarak rollerini oynamaya devam etmektedir.

Ulaş Bayraktaroğlu çizgisi donuk, dogmatik, kitabi bir devrimcilik anlayışına karşı ezber bozan duruşla her zaman statükoculuğun panzehiridir. Bunu yazarı olduğu Özgürlük Gücü kitabından şehit düşmeden önceki 18 Mayıs İbrahim Kaypakkaya anması için hazırlanan videoya kadar aradaki ilerleme ve dogmacılığa karşı yaratıcı yıkım hareketinden görebiliriz. Özgürlük Gücü kitabında Türkiye Devrimi üzerine belirli Tezler koyarken son konuşmasında şunu belirtmiştir. ‘İbrahim Kaypakkaya yoldaş TKP/ML’nin kurucu önderidir. Sadece TKP/ML’nin değil, bütün bölge devriminin önderlerinden biridir.’’ demiştir. Burada bölge devrimini öne çıkarması esasında mekanı ve zamanı doğru yorumlayarak zafer hattının nereden geçtiğini göstermiştir. Zafer hattı ve bölge halklarının özgürlüğünün beraber olduğunun göstergesi bıraktığı söz ve eylem pratiğindedir. Yine buradan bugün yaşanan doğal refleksler veya bilinçli saflaşmalara net bir cevaptır. Kişiler gruplar talidir esas olan:

1-Pratik devrimcilik

2-ideolojik yerelleşme

3-Örgütsel Harmanlanma

4-Teorik yenilenme

5-Zafer yürüyüşünün sonucu olan: Devrim’dir.

 

Paylaşın