Ali Saydam

Kavganın parçası olarak düzenin ‘suçluları’ – Ali Saydam

Batman, Gotham City’yi “suçtan” arındırmaya çalışıyordu – artı değer sömürüsünden, yani hakiki soygundan ibaret servetine bakmadan… Bane ise hapishanelerin kapısını açarken “bizim ordumuz hazır” diye mırıldanıyor ve kurduğu halk mahkemesinde şehrin zenginlerini ve diğer egemenlerini mahkum ederken, tüm veballeri de onların boynuna yüklüyordu-haklı olarak! Elbette Hollywood’un ideolojik dalavereleri neticesinde Bane’in [Devamını Oku…]

Teknoloji mucizesi ve paranormal seçeneğe tamah etmek- Ali Saydam

Devrimci manifestosunu, görkemli bir sürecin nihayetinde, bizzat düzenin gözde propaganda aygıtları kanalıyla yayınlatan Theodore Kaczynski haklıydı. Aydınlanmacılığın ve ilerlemeciliğin göz bebeği olan teknolojik gelişim her tür bağlamın ötesinde iyi ve kötü yanları olan zararsız bir olgu değil. Kölelik düzenine doğan her teknolojik araç doğası gereği köle sahiplerini ve kölelik düzeninin [Devamını Oku…]

Devrimci Enternasyonalizm-Aydınlanmacılık Gerilimi – A. Saydam

Göçmen-mülteci meselesinin bütününe değil, yalnızca bir boyutuna dair sesli düşüneceğim. Kopuk; parça parça, daldan dala… Devrimcilerin göçmen-mülteci meselesine dair politikası neydi? Bu konuda bir politika var mıydı? Eleştiri vardı evet… Ama politika… Devrimciler gücü oranında politika yaparlar, gücümüz sadece eleştiriler yapmaya mı yetti hep… Keşke beceremediğimiz, sonuç alamadığımız bir politikamız [Devamını Oku…]

Devrimci Politikaya Kara Düzen Bir Bakış-Ali Saydam

Devrimci politikanın zor bağlamında katledilen mesafe, taktik değil stratejik bir kazananımdır. KSD retoriğinde zor, siyasal mücadelenin alelade taktik bir unsuru olarak ele alınıyordu ve ‘’ devrim konjonktüründe siyasal mücadele taktiği ‘’ olarak paradoksal bir sınırlandırılmaya maruz bırakılmış haldeydi. Paradoksal diyoruz çünkü mücadeleyi devrim konjonktüre taşıyacak asli unsurlarından biri yok sayılmaktayken, [Devamını Oku…]

BİLDİĞİ SORUDAN BAŞLAYAN ROHAN KRALI THEODEN* – Ali Saydam

BİLDİĞİ SORUDAN BAŞLAYAN ROHAN KRALI THEODEN* Takvim yapraklarının 1873 yılını gösterdiği günlerde Bakunin son konuşmasında şunları söylüyordu “…keşke düşünceler tek başına dünyayı kurtarmaya yetebilseydi, ben kim olursa olsun yeni bir düşünce ileri sürebilecek olana hodri meydan diyorum. Devir düşünce devri değil, olguların ve eylemlerin devridir”. Delegelerle helalleşme meselesindeki sözleriyle Bakunin, [Devamını Oku…]