Seçtiklerimiz, Umut Yazıları

Kazanan biz olacağız – Devrimci Parti Bülteni

Bir seneyi daha geride bırakıyoruz diye başlamak yılsonu yazılarının klasiğidir. Fakat böyle başlayamıyoruz. 6 Şubat depreminde kaybettiklerimiz, yıkılan evlerimiz, kaybolan geçmişimiz ve içimizde hala taptaze duran öfkemiz… Hiçbirini geride bırakmıyoruz. Ne kadın cinayetlerinde ölen kadınları ne nefretle öldürülen lubunyaları ne de iş cinayetlerinde ölen işçileri geride bırakmıyoruz; savaştan kaçarken her ülkede başka bir yaşam savaşı vermek zorunda kalan mültecilere yapılan ayrımcılığı da geride bırakmıyoruz. AVM’lerin üst katından, tren istasyonlarından, köprülerden atlayıp biten hayatları yanımızda götürüyoruz. Bize reva görülen açlık sınırının altındaki asgari ücrete mecbur kalmamak için, öfkemizin en sıcak yerinde duran, iki işte çalışmak zorunda bırakılan arkadaşlarımızla giriyoruz yeni yıla. Öfkemiz yeni yılda aynı zamanda direnme gücümüz olacak. Erkek şiddetinin, taciz-tecavüzün hedefi kadınların direnişinden, kadın kurtuluş mücadelesinden çok şey öğrendik. Bu yıl feminizmi, sosyalizmi esasımız belirleyerek giriyoruz yeni yıla.

2023’ün bir yanı 6 Şubat Depremi ve sonrası yaşananlardı. Devletin resmi rakamlarına göre 50783 insan hayatını bu depremde kaybetmiş. Bu rakamlar bile bir savaş bilançosunu aşarken gerçek kaybımızın bunun kat be kat üstünde olduğunu biliyoruz. İmar afları başta olmak üzere müteahhitlere ve yandaş sermayeye yaslanan AKP-MHP faşist iktidarının politikaları, çevre ve şehircilik zemininde 6 Şubat depreminde yaşanan yıkımın nedeni iken, sonrasında yapılmayan- göstermelik yapılan arama-kurtarma çalışmaları, gitmeyen veya engellenen yardımlar, çadır ve konserve satan Kızılay rezilliği, yaralıların ve hastaların ulaşamadığı sağlık hizmetleri, kadınlar için hiç düşünülmeyen şiddet destek mekanizmaları ve ulaşımı sınırlı hijyen ürünleri, yaşanan doğal afeti bir katliama ve sefalete, devamında da deprem bölgesinde insanlık dışı koşullarda yaşamaya çalışmaya dönüştürdü. Yağmacılık kışkırtmasıyla devletin-iktidarın bütün ihmallerine rağmen depremde yaşananların sorumlusu mülteciler kılınmaya çalışıldı. Bugün hala deprem bölgelerinde koşullar düzelebilmiş, deprem bölgesinin dışına çıkabilen insanlar asgari bir yaşam kurabilmiş değil. İktidarın tek derdi ise bölgeyi imara açıp kendini ve sermayesini zengin etmek. Yani öfkemiz ve acımız hala taze. Bu öfke ve acı ile hem deprem bölgesinde hem de ülkenin dört bir yanında yaşananların sorumlusu iktidardır diyerek sokaklara çıktık. Antakyalılar “ma rıhna nehna hovn” diyerek memleketlerini terk etmeyeceklerini söylediler. Bizlerse çevre ve şehircilik il müdürlüğü önünde iktidara “ ölülerimizin mezarlarından enkazınıza toprak getirdik” diyerek katillerin karşısına dikildik.

2023’ün bir yanı kayıplar, sömürü, hak gaspları ve adaletsizlikler iken bir yanı mücadelemizdi. İşçi grevlerimiz, feminist isyanımız, onur yürüyüşlerimiz, devrimci gençlik mücadelemiz, Kürt halkının onurlu özgürlük mücadelesiydi. Tüm bu mücadelelerin yan yana yürüyeceği ama her mücadelenin kendi özgünlüğünde büyüyeceği bir yeni yıl bizi bekliyor. Sömürünün çarklarını kıracağımız, kadınların hayatını aileden çıkaracağı, lubunyanın var oluşunu haykıracağı, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edeceği, gençlerin geleceğini öreceği bir yeni yıl yaşayacağız. Öz gücümüze güveniyoruz. Devrimci, feminist mücadele bugünün sınırlılıkları, zayıflıkları aşılamaz bir çaresizliği değil mücadele etmeyi koşullayan bir iradeyi zorunlu kılıyor. Hayat mücadelenin bahçesinde umudu ortaya çıkarıyor. Bu yüzden umutsuzluğun hüküm sürdüğü, korkunun faşizm saldırılarıyla büyütüldüğü, devrimciliğin tasfiye edilmeye çalışıldığı bu iklimde, devrim için devrimcilerle birlikte konuşuyoruz. İşçi sınıfının nihai çıkarları sosyalizmde diyerek temsilcisi olduğumuz sınıfın öfkesi ve bilinciyle, sınıfla buluşmanın, örgütlenmenin en temel konumuz olduğu bir 2024 örgütleyeceğiz. Dalga dalga grevlerden öğrenecek, faşizme karşı dövüşme irademizi fiili meşru mücadelemizle sokakta sürdürecek, iş yerlerinde, mahallelerde, kampüslerde örgütleneceğiz. Sokaktaki ablukayı kırarak en temel hak arayışına bile saldıran bu faşist iktidarın hegemonyasına karşı, devrimci hegemonyayı inşa edeceğiz.

Son söz olarak tüm işçileri-emekçileri, kadınları, gençleri, lubunyaları mücadele etmeye saflarımıza çağırıyoruz. Bugünün görevi, devrimciliğin onurunu koruyarak dünyanın en haklı mücadelesini iktidar temelli yürütmek. Bu ancak ve ancak bizlerin topyekûn ayaklanarak faşizme, kapitalizme, emperyalizme ve patriyarkaya karşı mücadele etmesiyle sağlanabilir. Bu yıl bizim, ayaklanma için iktidar gücüne karşı özgürlük gücünü yaratma yılımız olsun. Partimizin ve tüm yoldaşların yolu açık olsun.

Devrimci varsa umut var…

Paylaşın